GENETİK VE BİYOTEKNOLOJİ
Biyoloji dersi, genetik mühendisliği ve biyoteknoloji konusu. Genetik mühendisliği ile biyoteknolojinin uygulama alanları. Biyoteknoloji ve gen mühendisliğinin yararları ve tehlikeleri.
Gen Kavramı
DNA zincirinde yer alıp canlının belirli bir özelliğini kontrol eden nükleotit dizisine veya başka bir deyişle DNA zincirinin canlının belirli bir özelliğini kontrol eden bölümüne "gen" adı verilir.
Genetik Mühendisliği
Genler ile ilgili çalışmalar yapan, genleri oluşturan nükleotit dizisini inceleyen ve bunların anlamlarını çözmeye çalışan, canlılar arasında gen transferi yapan bilim dalıdır. Genetik mühendisliği, canlıların genleri üzerinde değişiklikler yaparak bu canlılara yeni özellikler kazandırmaya çalışır.
Biyoteknoloji
Genetik mühendisliğinin elde ettiği verileri kullanarak bunları daha saf ve daha verimli hale getirerek yaygın biçimde kullanılmasını sağlar. İnsan sağlığına faydalı buluşları yaygınlaştırmak ve daha ucuz ve verimli şekilde elde edilmesini sağlamak biyoteknolojinin görevidir. Biyoteknoloji, genetik mühendisliğinin verilerini tarım ve hayvancılıkta kullanarak daha verimli ürün elde etmeye çalışır.
GDO
GDO "Genetiği değiştirilmiş organizma" kelimelerinin kısaltılmışıdır. Genetik mühendisleri tarafından genleri değiştirilmiş organizmalara "GDO" organizma veya transgenik canlılar denir. Bu canlıların DNA’larına rekombinant DNA adı verilir.
Genom
Organizmanın DNA’sında bulunan genetik bilgilerin tamamına genom adı verilir. Her canlının kendisine özgü DNA’sı vardır. Öyleyse her canlının genom’u kendisine özgüdür.
Genomik
Gen ve genomlarla ilgili bilginin açıklanmasına yönelik çalışmalara genomik adı verilir.
Genom Projesi
İnsan genom projesi ,insanın gen haritasının çıkarılmasını ve genetik şifrelerinin çözülmesini amaçlayan bir proje idi. Bu proje resmi olarak 1990 yılında başlamış ve 2006 yılında sona erdirilmiştir. Bu projeye göre bir insan 3,3 milyar kadar nükleotit dizisi içermektedir ve 20 – 25 bin kadar gene sahiptir. Bu genetik şifrelerin %97 si çözülmüş ve %85 i doğru olarak sıralanabilmiştir.
İnsan gen haritasının çıkarılması ve bunun kullanılması sonucunda kalıtsal hastalıkların belirlenmesine ve hastalığa yol açan genlerin anlaşılıp ayıklanmasını sağlayacaktır. Ayrıca birçok hastalık ve doku harabiyeti gen kopyalanması ve kök hücre yoluyla tedavi edilebilecektir. Kanser, şizofreni, şeker hastalığı, Alzheimer gibi hastalıklar bunlardan birkaçıdır.
Ancak genler üzerinde oynama yapılabilmesi bu olayın kontrolsüz biçimde kullanılmasına ve istenen özelliklere sahip süper yetenek ve tam itaatkar, emir kulu canlılar meydana getirilmesine yol açabilir. Bu olay tüm dünya ve insanlık için bir felaket olacaktır. Çünkü bu durumda sadece istenen özellikte insan oluşturulması sürecinin başlaması ve oluşturulan süper insan modelinin belirli kişilere ve amaca hizmet etmesi veya kontrolden çıkarak tüm normal insan ırkını yok etme ihtimali de yok değil. Yine bu şekilde üretilen canlıların genleri üzerinde oynama yapılarak istenilen inanca, kültüre kısacası dinsel, sosyal bakımdan tercih hakkı bulunmayan yarı robot canlılar meydana getirilmesine sebep olabilir. Bu nedenle birçok bilimadamı bu çalışmaları ahlaki bulmamaktadır.
Biyoinformatik
Biyolojik moleküllerin üç boyutlu yapılarının, dizilimlerinin tasarlanmasını ve analiz edilmesini, elde edilen bilgilerin depolanmasını sağlar.
Proteomik
Belli bir zamanda belli bir yerde bulunan tüm protein yapılarını, yerleşimlerini, işlevlerini, diğer proteinlerle ilişkilerini vb. inceleyip aydınlatmaya çalışır.
Biyoteknoloji ve Genetik Mühendisliğinin Çalışmaları
Genetik mühendisliğinin bulduğu sonuçlar bugün tarım alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Çeşitli tarım bitkisi üzerinde yapılan çalışma istenen özellikte bitkilerin yetiştirilmesini sağlamıştır.
Bu ürünlerin başında GDO lu ürünler gelmektedir. Bilimadamları tarafından gen eklemesi, gen çıkarılması veya gen ekleme – çıkarma işlemleri yapılarak bitkilerin genetik özellikleri değiştirilmektedir. Bunun sonucunda bitkilerin lezzet, dayanıklılık ve besleyicilik özellikleri geliştirilmektedir.
Tarım ve hayvancılıkta biyoteknolojik yöntemlerin kullanım amacı; besin değeri yüksek olan, hastalıklara karşı dirençli, kalite ve verim bakımından üstün özelliklere sahip ürünler elde etmektir.
Bu bitkiler daha verimli ve daha dayanıklı olmakla birlikte genleriyle oynanmış olması birtakım yeni sorunları beraberinde getirmiştir. Bu sorun GDO lu ürünlerin insan sağlığını tehdit etmesi ihtimalidir. GDO lu besinlere karşı çıkanlar bunun doğadaki besin zincirine zarar vereceğini de savunmaktadır.
GDO’lu besinleri tüketen insanlarda en sık karşılaşılan hastalık besin alerjisidir.
Günümüzde GDO teknolojisi; mısır, kanola,soya, pamuk, kabak bitkilerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tıp alanında biyoteknolojik yöntemlerin kullanım amacı; yeni ilaçların bulunması, hastalık tanısının geliştirilmesi, aşıların geliştirilmesi ve gen tedavisidir.
Atık alanında biyoteknolojiden yararlanma; atıkların yeniden kullanılabilmesi ve atıklardan yeni ürünler elde edilmesi şeklinde olmaktadır.
Çevre Teknolojisinde Kirliliğin kontrol edilmesinde, atık toksinlerin bertaraf edilmesinde kullanılmaktadır.
Klonlama Teknolojisi
Klonlama bir canlının genlerinin, vücudunun bütününün veya bir parçasının kopyasının oluşturulmasıdır.
Bir genin kopyalarının oluşturulmasına "gen klonlaması" denir.
Bir canlının kopyasının oluşturulması olayına ise "reprodüktif klonlama" adı verilir.
Bir canlının vücudunun bir dokusunu elde etmek için embriyonik kök hücre üretimine "tedavi edici klonlama" adı verilir.
Reprodüktif Klonlama
Reprodüktif klonlama, üreme amaçlı klonlama olarak da adlandırılır. Bu olay iki amaçla yapılır. Bunlardan birincisi bir bireyin tıpatıp ikizini üretmek, ikincisi ise doğurganlık yeteneğini kaybetmiş bireyleri yavru sahibi yapmaktır.
Bu olay için yetişkin bir bireyden bir beden hücresi alınır ve aynı türden bir dişiden alınan yumurta hücresinin DNA’sı çıkarılarak yerine beden hücresinin DNA’sı yerleştirilir. Meydana gelen embriyo yetişkin bir dişinin rahmine yerleştirilir. Bu şekilde oluşan yavrunun kalıtsal özellikleri beden hücresinin alındığı bireyin kalıtsal özellikleri ile aynı olur. Bu olaya yapay döllenme adı da verilir.
Kök Hücre Teknolojisi
İnsanın kendi hücresinden elde edilen embriyo ile kendisine ait doku ve organ elde etme teknolojisidir. Bu olay sonucunda meydana gelecek olan organı vücudun reddetmesi ihtimali olmayacak ve aynı zamanda organ bağışlayıcısı (donör) aramaya gerek kalmayacaktır. Ayrıca vücutta nakli yapılamayan kısımların da kök hücre teknolojisi ile yenilenebileceği ileri sürülmektedir.
Klonlama olayı bilim dünyasını haklı olarak bölmüştür. Çünkü iki durum söz konusudur. Bunlardan birincisi bir bireyin ikizini meydana getiren üreme amaçlı yapay döllenmedir. Bu olayda ikizi oluşturulan birey ana canlının aynısı davranışları gösteremeyecek sadece kalıtsal bakımdan ana canlı ile aynı olacaktır. Keyfi olarak bir insanın ikizinin oluşturulmasının etik ve ahlaki olmadığı savunulmaktadır.
İkinci durum kök hücre teknolojisi ile ilgilidir. Bu olayda belli bir doku ve organ için yeni bir birey oluşturulmakta ve daha sonra oluşturulan bu birey öldürülerek istenilen dokusundan yararlanılmaktadır. Bu olayın bir canlıyı tedavi ederken, başka bir canlıyı öldürmek olduğu ve kabul edilemez olduğu ileri sürülmektedir. Ayrıca bu olayın yaygınlaşması halinde milyonarca embriyo oluşturulup yok edileceği organ tarlalarının oluşacağı ileri sürülmüştür.
Biyoteknoloji ile ilgili olarak Birleşmiş Milletler, Brezilya’nın Rio şehrinde bir konferans düzenlemiş ve konferans sonucunda "Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi" ile ilgili bir protokol hazırlanması karara bağlanmıştır. Bu protokol dışında ayrıca "Biyogüvenlik protokolü" 2000 yılında imzaya açılmıştır. Türkiye bu sözleşmeyi 2004 yılında imzalamıştır.
Biyoteknoloji insanlara faydalı olacak yönde kullanılırsa bir devrim niteliğindedir ve birçok hastalığın engellenmesinde ve tedavi edilmesinde kullanılabilecek, zararlılarla doğal yollarla mücadele edilmesini sağlayarak çevreyi koruyacaktır.
Ancak istenilmese bile biyoteknolojik yöntemleri canlılara zararlı olacak yönde kullananlar da olacaktır. Eğer bu durum kontrol edilemezse yeryüzünde doğal canlının kalmaması söz konusu olabilecektir.
Bu durumda ülkemiz ne yapmalı.
Bir silahla mücadele etmenin en etkili yolu bu silahın kullanımını, özelliklerini ve nasıl üretildiğini bilmektir. Ülkemiz bu araştırmalara büyük önem vermeli, biyoteknolojide diğer ülkeleri yakalamalı ve hatta geçmeye çalışmalıdır. Elde ettiği birikim ve kazanımları canlılara faydalı olabilecek şekilde kullanmalı, diğer ülkelerin biyolojik tehditlerine karşılık kendisini bu silahlara karşı savunabilmelidir.
DNA Yapısı ve Görevleri
SANATSAL BİLGİ
14/09/2017